DİĞER
"Ona göre başlangıç Aydınlanma düşüncesi değil, Rönesans’tır. Hümanizm, Aydınlanma fikriyle yani 18. yüzyılla başlatılamaz; Rönesans’la, 16. yüzyılla başlatılması gerekir. Şu da var: Batur, Rönesans’tan geriye, sözgelimi antik Yunan’a gitmedi. Neden? Bence şu: Antik dünya burjuva sınıfının olduğu bir dünya değildi."
"Belki okumanın en sarsıcı etkisi, kişinin ilk hareket noktasını –doğmuş olmaklığı– durmadan genişletip kendini evrenin her yerine parça parça dağıtıp kurmacayla tekrar toplama imkânına ve kudretine sahip olmasıdır."
"Alacakaranlıkta Elyordamı, Enis Batur’un güncel denemeleri diyeceğim ama bu sözcük beni bir dakika duraksatıyor. Güncel, hele EB söz konusu olduğunda, sorunlu bir sıfat: onun günceliyle genelin günceli ne kadar örtüşebilir – bu, edebiyat ortamının geneli olsa da..."
"Çok üzerinde durulduğu söylenemez ama Montaigne’in Denemeler’i son derece katmanlıdır; hatta Ece Ayhan’ın şiirleriyle boy ölçüşecek bir alacakaranlık içerir. Bizler onu akıllı, uslu ve etliye sütlüye pek karışmayan bir düşünür olarak görme eğilimindeyizdir ama böyle düşünerek mevcut potansiyelini ıskalıyoruz. Halbuki denemeyi, kendi sınırlarını aşan ve diğer türlerle çiftleşmeyi başaran bir tür olarak görmeliyiz."
Bir resim üzerine 444 kelime: Şavkar Altınel, Emre Ayvaz, Enis Batur, Yiğit Bener, Çağlayan Çevik, Oğuz Demiralp, Armağan Ekici, Gültekin Emre, Tuncer Erdem, İsmail Ertürk, İpek Göldeli, İzzet Göldeli, Murat Gülsoy, Tarık Günersel, Nilüfer Güngörmüş, Nilüfer Kuyaş, Murat Menteş, Sevin Okyay, Nihat Özdal, Ali Özgür Özkarcı, Levent Şentürk, Fatma Tülin, Orçun Türkay, Ertuğ Uçar, Doğan Yarıcı.
Hem çok zevkli hem de zorlu bir iş bu: “Salâh Bey Sözlüğü”, bu sözlüğün, okuyanları Salâh Birsel’in farklı kitaplarına götüren bir vesile olmasını dilerim...
Kafamda evirip çeviriyorum da, bana yeniden ağaç olmak isterdim gibi geliyor. Ola ki, bu kez, başka bir ağaç ama. Bonzai ile Baobop ya da Tetrameles Nudiflora arası uçsuz bucaksız yelpazede evet başka bir bünye
Uzun ve dolu dolu geçen meslek hayatı boyunca yazdığı sunuş yazılarından çevirmen önsözlerine, denemelerden söyleşilere pek çok türden örnekler: Selahattin Özpalabıyıklar'ın Göndermeler'i...
Şairin veya romancının yazdıklarıyla kişiliği arasında doğrudan bir bağlantı kurmalı mıyız, yoksa, “bunlar nasıl olsa edebiyat” perspektifinin gerisine sığınıp çabucak bu ihtimalden uzaklaşmalı mıyız?
Foucault, bize sağlık kurumlarının Erk çarklarıyla kolkola ilerleyişlerini göstermişti. Yarım yüzyıldır sorgulama düzenekleri hızlandı, yayıldı. Nedir hasta olmak: Kader mi, koşul mu, hak mı?
Şeytan dürttü, Ercümend Behzad Lav'ın Bütün Şiirler'ini rafından çekip çıkardım, birkaç şiire gözatacak oldum ki kendimi girdabın içinde buldum, birkaç gün boyunca oradan çıkamadım
Belge'nin kitabı neredeyse baştan uca magazinel eleştiri anlayışının bana kalırsa avam ve etik dışı dedikodu örnekleriyle örülü...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık